Lyotard çok başka bir tartışmaya cevap veriyor, Yahudi Soykırımını reddeden revizyonist tarihçilere dilin sınırlarına, olayın varlığına dair bir ders veriyor ama bunu yaparken modernitenin temel linguistik işlemlerini altüst ediyor. Bu işlemler kendini klasik addeden hipermodern dinci çevrelerin de benimsediği stratejiler, taktiğimiz tefrika, usülümüz gerilla harbidir.
Aşamalar
Bir ifade diğerine bağlanışında, duruma göre, düşüncenin, bilişin, etiğin, siyasetin, tarihin veya varlığın işlemde olduğuna okuyucuyu (ilkini, A., dahil) ikna etmek. Okuyucuya demir atmış, yüzyılların hümanizminin ve 'insan bilimleri'nin mirası, 'insan'ın ve 'dil'in varlığına dair önyargıyı reddetmek. Ve şunu: 'İnsan', 'dil'i kendi amaçları için kullanır ve eğer amaçlarına ulaşmakta başarılı olamazsa, bu 'daha iyi' bir dil 'vasıtasıyla' dik üzerinde iyi bir denetim sağlaması gerektiğindendir. Tefrikasında felsefeyi, iki rakibiyle birlikte, savunmak ve örneklemek: dışarısında, iktisadi söylem tarzı (mübadele, sermaye); içerisinde, akademik söylem tarzı (üstatlık). Bir ifadenin diğerine bağlanışın problematik olduğunu ve bu sorunun bir siyaset sorunu olduğunu göstererek 'entellektüller'in ve siyasetçilerin siyasetinden bağımsız felsefi bir siyaset kurmak. Tefrikaya şahitlik etmek.
* ''Silahı kapınca belli cinayetler isleyecek, kurulu düzeni serseme çevirecek ve kaşla göz arasında iktidara kurulacaksın. Sol’un bu aceleciliği Müslüman gençliği de yakalamısa benziyor. İran’daki inkılap ta, Güney Amerika’daki ayaklanmalar gibi, meccani bir zafer sağlayacak ve bütün insanlık takdir-i ilahî sayesinde Islamın üstünlüğünü teslim edecekti. Aynı sihri düsünce, sosyal meseleler önünde aynı şuursuzluk. Anlamak istemiyoruz ki hiçbir zafer bedava kazanılmaz. Mucizeler çağında yasamıyoruz. Çetin ve sıkıntılı hazırlıklara ihtiyacımız var. İran veya Turan veya Güney Amerika, uyanıkken görülen birer rüyadır. Hiçbir inkılap birikimsiz olmaz, hiçbir inkılap bir ithal metaı değildir.'' Cemil Meriç, Jurnal 2, sf. 294.
No comments:
Post a Comment