Sunday, November 30, 2014

Schmitt'ten bir şiir ''Altmış Yaşındakinin Şarkısı''

''Ben jus publicum Europaeum'un son bilinçli savunucusuyum ve varoluşsal bir anlamda, son hocası ve araştırmacısıyım ve Benite Cereno nasıl korsan gemisinin yolculuğununun sonunu tecrübe etmişse ben de jus publicum Europaeum'un sonunu deneyimliyorum. Nitekim şimdi sessizlik vaktinde ve münasip. Bizi endişelendirmemeli. Sessiz kalarak kendimize dair ve ilahi kökenlerimiz üzerine tefekkür ediyoruz''
diye yazıyor Carl Schmitt II. Dünya Savaşı sonrası tecrid edildiği dünyadan. Melville'in hikayesinde Cereno batan bir köle gemisinden tek kurtulandır ve geminin kaderine dair sessiz kalarak hayatta kalmıştır [ref]. Schmitt'se Nasyonel-Sosyalizm batığından çıkar, sessizleşir ve son temsilcisi kaldığı jus publicum Europaeum'un tarihini yazılmaya koyulur. Alıntı 1945-47 arası tecrübelerini yazdığı kitapçık Ex Captivitate Salus'dan. Bu eser bir şiirler biter, tercümesi bana ait, buyrun. Hezeyanlarıyla, delirmesiyle, enaniyetiyle, yüzsüzlüğüyle mağdur ve tövbekar Schmitt.



Altmış Yaşındakinin Şarkısı*
Carl Schmitt

Musibetlerine ram oldum kaderin
Zaferler ve mağlubiyetler, devrimler ve restorasyonlar
Enflasyonlar ve deflasyonlar, bombalamalar
Karalamlar, kırık rejimler ve kırık borular
Açlık ve soğuk, mahpus ve hücre hapsi.
Hepsinden geçtim,
Hepsi de benden.

Terörün bereketli türlerine aşinayım,
Yukarıdan yağan terör ve aşağıdan gelen terör,
Toprakta terör ve havadan terör,
Yasal ve yasa dışı terör,
Hepsinden beteri kimsenin adını koymaya cesaret edemediği terör.
Aşinayım, pençelerinin tadına baktım.

İktidarın ve yasanın şakıyan korolarını bilirim,
Rejimin çığlık atarcasına sesleri ve alçak düzenbazlarını,
Kara listelerde birçok isim.
Zorbaların kartotekleri.

Şimdi hangi şarkıyı okuyayım? Placebo ilahisi?
Meseleleri bir kenara bırakıp, bitki ve hayvanları mı kıskansam?
Değersiz tanrıların [panisks] halkasında durup panikten titresem mi?
Kendi nağmesine danseden tatarcık gibi şanslı?

Balinanın karnında üç defa oturdum.
İnfaz memurunun huzurunda intiharla karşılaştım.
Lakin kehanet söyleyen şairlerin korunaklı sözleri beni tuttu,
Ve Şark'tan bir kutsal adam bana kurtuluşun kapılarını araladı.

Bu takdisin evladı, titreme -
Kulak ver, göğüs ger!



* 'Gesang des Sechzigjährigen' adlı bu şiir Schmitt'in Ex Captivitate Salus: erfahrungen der zeit 1945-47 [Köln: Greven Verlag, 1950] kitabının sonunda yer alır. G.L. Ulmen'in İngilizce tercümesini [Telos n.72] Almanca'sıyla karşılaştırarak çevirdim.


3 comments:

  1. "Şark'tan bir kutsal adam"ın kim olduğuna dair bir bilgin veya tahminin var mı?

    ReplyDelete
    Replies
    1. malesef bu konuda doğrudan bir isnata rastlamadım, lakin belki malumunuzdur sıkı bir Katolik aileden geliyor ve ölene dek de ibadetini sürdürmüştür. İncil'de sıklıkla Hz. İsa için doğudan gelen adam/kral denir, zaten son satırda da takdis'den [konsekration] bahsediyor. Daha naziler yenilmeden 40ların başında Nazizmin yoldan çıktığının farkında, sessiz bir muhalefet içinde. Dolayısıyla katoliklikte, imanı tazelemekte çıkışı bulduğunu söyleyebiliriz

      Delete
    2. ben de sadık bir katolik olduğunu bildiğim için şaşırdım zaten okuyunca. ama müşarun ileyh hz. isa ise şaşıracak bir şey yokmuş demek ki.
      eyvallah.

      Delete