Saturday, January 28, 2012

Heidegger'den Marburg Okulu'nun Tarihi

Bu çeviriyi kendi kendime yapmıştım, Almanca öğrenirkene, ingilizcesiyle karşılaştıra karşılaştıra. unutmuşum, buraya nasipmiş.

Heidegger akranlarına dair inanılmaz ketum, Cassirer ve Husserl dışında çoğu zaman kimseye referansta bulunmaz. Bu metin Heidegger'in bu sessizliği içerisinde bir yandan da ne kadar çakal, ne kadar dikkatli bir okur olduğunu gösteriyor. Aşağıda Marburg okulunun tarihi var, tarihi bir vesika.  Parantez içinde almanca sayfa numarası belirtilmiştir. İnanılmaz bir çeviri değil.

adam indie beyler!





1866'dan Bu Güne Felsefe Kürsüsünün Tarihi [1]
Martin Heidegger

[304] Bu raporun ele aldığı zaman dilimi, felsefe tarihinde çoktan ''Marburg Okulu'' olarak sabit ve şüphe götürmeyen yerini almış Marburg Üniversitesinde felsefi araştırmanın kuruluşu, güçlenişi, gelişimi ve yeniden düzenlenmesiyle örtüşür.

19.yy'un ortasından itibaren Hegelci okulun çöküşü felsefenin düşüşüne yol açtı. Yükselen çağdaş pozitif bilimlerin (tarih ve doğa bilimleri) çevresinde felsefe, itibarını büsbütün yitirmişti. İyi olduğu yerlerde, felsefenin has özüne dair bir bilgisizlik ve sapkınlığın ortasında meydana geldi. Egemen bilimsel bilincin huzurunda, kendini doğa bilimleriyle, kendisine karşı koyarak, doğa bilimsel ''felsefe'' (psikoloji), yani, felsefi tarih olarak uyarlayarak geçerlilik elde edebildi.

Bilimsel felsefenin canlandıran yenilenmesi, mütereddid de olsa, 1860'lardan itibaren kökensel felsefi sorunsalın kavranılışını geri kazanmaya girişti. Nesneye ilgi, muamele tarzı ve felsefenin sistematik birliği belirleyici bir hareket kazandı ve Marburg Üniversitesi'nde gerçekleştirilmiş olan arşatırmaya doğru temel ilerlemeler kaydetti. Bu araştırma öncelikle felsefenin bilimsel özünü, Kant'ın ''eleştirel'' eserlerinin yeni bir özgüleyimi vasıtasıyla bir kez daha güvenceye almak istedi. 1860'lar boyunca, Eduard Zeller (Marburg'da Felsefe Profesörü, 1849-62), Otto Liebmann, Herrn. Helmholtz and Friedrich Albert Lange (Marburg'da Felsefe Ordinaryusu, 1873-75) eserleri yoluyla çağrı gür bir şekilde yapıldı: Kant'a dönüş! [zurück zu Kant!] [305] İlk kez Hermann Cohen, Kant'ın Tecrübe Kuramı (Kants Theorie der Erfahrung, 1871) eserinde, Kant'ın, halihazırda başlamış olan, bilimsel olarak belirleyici zeminde yeniden benimsenişini koydu ve bunu yaparak, müteakip ''Yeni-Kantçılık''ın çeşitliliğine hem olumlu hem de olumsuz yolda etkiledi. Aynı vakitlerde, Kant teceddüdünden başka eğilimlerin ileri sürüldüğü iki eser yayınlandı: Dilthey'ın Schleiermacher'in Yaşamı I (Leben Schleiermachers I, 1870) ve Franz Brentano'nun Ampirik Bakış Açısından Psikoloji I (Psychologie vom empirischen Standpunkt I, 1874). Bununla beraber, bu eserler, Dilthey'ın Dasein'ın tarihselliği sorunu bakımından yönelmiş Yaşam Felsefesi'nin  [Lebensphilosophie] başlangıç noktası oldu ve Husserl'in eserinde temellendirilmiş fenomenolojik araştırmanın gelişimine itici güç sağladı. Bugün sistematik olarak kaynaştırılan her iki örnekte gidişat Yeni-Kantçılığın üstesinden gelinişi [Überwindung] için hazırlanmıştı, o kadar ki ''Marburg Okulu''nun güçlenmesine ve yeniden örgütlenmesine cesaret verdiler.

Lange başlıca felsefi eseri Materyalizmin Tarihi'nde (Geschichte des Materialismus, 1865) Kant'ın eleştirel idealizmine temel bir felsefi anlam yükledi. Öyle ki Kant'ın eleştirel idealizminde, ''düzenleyici en basit dünya görüşü'' olarak Materyalizm alt edilmeliydi. Lange, Cohen'in kendisi için zahmetli bir şekilde için geliştirdiği Kant kavrayışına dayanan eserinin önemini doğrudan biliyordu ve kendi Kant yorumuna yenilenmiş bir incelemeyi koymada tereddüd etmedi. Lange, Cohen'in Marburg'da Habilitation'unu (1873 Kasımı) ayarladı. Ertesi yıl, Weißenborns'un ölümüyle Cohen ordinaryusluk için tek adaydı. Aslında bu atamayı alamadı ama 1875 Paskalya'sında Ekstraordinaryüs Profesör tayin edildi ve Lange'nin ölümüyle (1875 Kasımı) 1912'te dek oturacağı Profesörlüğü aldı. Emeritus olarak tayin edilişinden sonra faal yazı yazmasının yanısıra Yahudi Teolojik Akademisi'nde ölene kadar (1918 Nisanı) konferans ve dersler verdiği Berlin'e taşındı.

[306] Cohen, Kantçı aşkınsal tamalgının kökensel sentetik birliği sorunsalının merkezini aradı. Genel olarak gerçekliğin kuruluşu sorununun, saf düşüncenin tutarlı icrasındaki matematik-fiziksel bilginin nesnelerinin nesnelliğinin kökenine dair soruda içerildiğini söyledi. Bu şekilde anlaşılan doğanın bilimsel bilgisinin aşkınsal-mantıksal temellendirmesi vazifesiyle felsefe, kesin bilimler için temel itibariyle ulaşılamaz olan sorunların kökensel bir karmaşıklığını muhafaza etmelidir. Bir tarafta kuramsal bilgi ve diğer tarafta öznenin ahlaki-pratik ve sanatsal-oluşturucu tutumu arasındaki sınır, buna bağlı olarak Kant'ın geniş kapsamlı bir yorumu için sıkıştırır. Cohen, Kant'ın Etiği Temellendirişi (Kants Begrundung der Ethik, 1877) ve Kant'ın Estetiği Temellendirişi (Kants Begrundung der Asthetik, 1889) eserlerinde bunu yapar.

''Nesne dünyası''nın üçlü, aşkınsal temel verilişinde, tüm aşkınsal temellendirmenin kendisinin sistematik birliği sorusu vakidir. Cohen, Sonsuz Küçük Metodunun İlkesi ve Tarihi (Das Prinzip der Infinitesimalmethode und seine Geschichte, 1883) eserinde sistem fikrinin ilk, ve sonraki eserleri için belirleyici tartışmasını geliştirdi. Altbaşlıkta bu eser ''Bilgi Eleştirisi İçin Temelin Atılmasına Dair Bir Bölüm'' olarak tasvir edilir. ''Aklın Eleştirisi''nden ''Bilgi Eleştirisi''ne gerçekleşen ifade değişimi Cohen'in, sonradan kendi sistem kurma girişimlerine egemen olan, temel görüşlerinden birini açıklar: bilgi bilimdir, ya da daha açık söylersek, matematiksel doğal bilimdir. Buna göre eleştirel İdealizm, her şeyden önce ''bilim olgu''sunu [Tatsache] aşkınsal temellemenin nesnesi olarak alarak ''bilimsel'' olur. ''Felsefi sorular için sadece bilimde şeyler verilidir ve kavranabilir şekilde eldedirler'' ''Bilen bilinç... sadece bilimsel bilgi olgusunda [Tatsache] felsefi bir araştırmanın ilişkilenebileceği gerçekliğe sahiptir''. [307] Aşkınsal felsefenin bilimsel olguyla [Faktum] bu dar bağlanımının sonucu olarak, bilimsel olarak bilinen etik ve estetik nesneler bir sorun oldu. Doğrusu Cohen, hukuk bilimini sözümona etik bilimi olarak koyutlamıştı, estetikte ise doğrudan sanat eserlerine yönelmişti, sistem fikrinin dayattığı üzere eserlerin bilimine yönelmemişti. Mantık, etik ve estetiğin temel kavramlarının sistematiği öyle bir şekilde yönlendirildi ki, Cohen'in üç parçalı sisteminde çözümlendi (Saf Bilginin Mantığı [Logik der reinen Erkenntnis], 1902; Saf İstençlerin Etiği [Ethik des reinen Wollens], 1904; Saf Duyguların Estetiği [Asthetik des reinen Gefühls] 1912). Felsefi olarak din sorununu etikte eritmiş olsa da, Felsefe Sisteminde Din Kavramı (Der Begriff der Religion im System der Philosophie, 1915) metninde din fenomeninin benzersiz anlamını belirlemeye çalıştı.

Cohen, Kant yorumu hariç felsefe tarihinde hiçbir büyük eser yayınlamamış olsa da sistematik eserinin başından itibaren, Pre-Sokratikler, Plato ve Nicholas Cusanus, Descartes ve Leibniz'le sürekli alakadan beslendi ve onları kılavuz bildi. Cohen'in uzun zaman arkadaşı olmuş, meslektaşı Paul Natorp antik ve modern felsefenin, sorunların sistematik idraki vasıtasıyla, daha somut, eksiksiz ve kavrayışlı bir tetkikini arzetti. Natorp 1881 sonbaharında Marburg'da kadrı aldı, 1885'te üniversitede ders vermeye başladı, 1893'te Bergmann'ın (aşağıya bkz.) halefi olarak Ordinaryus Felsefe Profesörü oldu. 1992'de Emeritus oldu. Konferans ve dersleriyle faal olmakla beraber, 70. doğrumgününde kısa bir süre sonra 1924 Ağustos'unda öldü. Natorp'un felsefi eseri başlangıçta Cohen'inkiyle aynı tinde, titizlikle vuku bulduğundann, sonradan sistemin asli boşluklarını ve  tek-yönlü taraflarını daha açık bir şekilde görebildi ve [eserini] daha kökensel olarak temellendirilmiş, bağımsız bir gelişim seviyesine getirdi. Natorp'un en erken arşatırmaları antik felsefenin, [felsefi] sorunlar tarihi üzerinden gevşetilmesiyle alakalıdır. [308] Antik Çağda Bilgi Sorunlarının Tarihi Üzerine Araştırmalar'ın (Forschungen zur Geschichte des Erkenntnisproblems im Altertum, 1884) bilime büyük tesiri dokundu. Plato'nun İdealar Öğretisi: İdealizme Bir Giriş (Platos Ideenlehre. Eine Einfuhrung in den Idealismus, 1903) sert muhalefetle karşılaştı. Şahsi yorumların savunulabilirliğine aldırmaksızın, felsefe tarihinin, kendi eserinin hermenötik bir önvarsayımı olarak sistematik kavrayıştan vazgeçemeyeceğini aydınlatma vazifesini icra etti. Natorp çok az dikkate alınmış makalesi Aristocu Metafiziğin Konusu ve Mizacı Üzerine'de (Über Thema und Disposition der aristotelischen Metaphysik, Philos. Monatshefte, vol. XXIV, 1888) ilk defa günümüzde daha erişilir olan sonuç ve sorunları önceler.

Mantıksal, etik ve estetik tutumun aşkınsal temel-atılması ''tepe noktası''nı öznede bulur. Bu suretle, temel-atmanın kendisi ilk kez, empirik-olmayan Aşkınsal bir Psikoloji anlamında bilincin tematik ele alınışı üzerinden meydana gelir. Natorp bu istikametteki ilk deneylerini Eleştirel Metoda Doğru Psikolojiye Başlangıç'ında (Einleitung in die Psychologie nach kritischer Methode, 1888) haber verdi. Bunu takip eden yirmi yıl boyunca, daha canlı, iyi biçimlendirilmiş psikoloji kavrayışıyla (Dilthey ve Husserl) olan tartışmasında, psikoloji bunun önemini ancak bugün kavrayabilir, Natorp sorunun radikal bir formülasyonuna doğru ilerledi. Yeni konum Başlangıç'ın 1912'de Eleştirel Metoda Doğru Genel Psikoloji I (Allgemeine Psychologie nach kritischer Methode I) adıyla değiştirilmesiyle görünür hale geldi. Tüm felsefe yapıtlarında olduğu gibi bu eserinde Natorp felsefenin sistematik birliğinin sistematik açınsamasını artan bir şekilde amaçladı. Aşkınsal felsefi disiplinlerin yüzeysel ve olup-bitenden-sonra özetlenişinin üstesinden gelmek için -ki Cohen için bunlar daimi surette sabit kalmışlardır- Cohen şunu zorlamıştır: mümkün tüm Tin tavırlarının düzleştirmesinden kopup, bu tavır tarzlarının bilimlerine varmak. 

[309] Bilimlerin metod bakımında önceliklerinin elenmesiyle, kuramsal davranış ''gayri-kuramsal''ın, yani ahlaki, sanatsal ve dini, ''yanında'' sürüklenir. Mantık fikri, bilimlerin temelini atma hapsinden, yani ''kuram oluşturmak''tan özgürleştilerek, ''pratik'' ve ''poetik''le birlike kategorilerin evrensel öğretisi olarak ön-sınıflandırılmaya tabi tutuldu. Tinsel yaşamın bireysel alanlarının kökenselliğine dair felsefi soruların daha özgür koyuluşu böylece tinsel tarihin daha açık bir yorumunu hazırlayarak meydana getirdi. Aynı zamanda ''öznel'' ve ''nesnel'' tinin fenomonolojik kategorik bir çözümlemesinin temel anlamının olumlu bir değerlendirmesini imkanlı kıldı. Natorp'un öldüğünde yayına hazırladığı ve vefatından sonra basılan (1925) eseri Pratik Felsefe Dersleri (Vorlesungen uber praktische Philosophie) düşüncesindeki yeni ve kapsamlı bir şekilde sistematik eğilimlere somut bir bakış sunuyor.
1900'de kurulan Felsefi Seminer'den kıymetli araştırmalar dizisi hasıl oldu. 1906'dan beri bunlar Cohen ve Natorp'un editörü olduğu Felsefi Çalışmalar'da (Philosophische Arbeiten) biraraya getiriliyorlar.
 "Marburg School" okulunun devamı ve yeniden şekillendirilmesi bugün Ernst Cassirer (Hamburg'da Ordinaryus Profesör) ve Nicolai Hartmann'ın (1909'da Marburg'da Habilitation, 1920'de Ekstraordinaryus Profesör, Natorp'un halefi olarak 1922'de Ordinaryüs Profesör, 1925 Sonbaharından beri Köln'de) eserlerinde görülebilir.  A. Garland (Hamburg'da Profesör) ve W. Kinkel ( Gießen'de Profesör) büyük oranda Cohen'in çizgisinde gittiler, Cassirer ise Yeni-Kantçı sorgulama temelinde evrensel bir ''Kültür Felsefesi'' tertiplemeye uğraştı. Sembolik Formlar Felsefesi (1. bölüm Dil, 1923; 2. bölüm Mitik Düşünme, 1925) tinin davranış ve şekillendirmesini, sistematik bir yorumun ''ifade''si fikrinden yola çıkarak tertip etmeye girişti. [310] Cassirer, Natorp'un çabalarına hususi bir şekilde yaklaşır, bu sistemin evrensel kategorielere ait temellendirmesine -tinin bireysel ''semboller''inin somu
 yorumunda değil- önem arz eder.

Hartmann'ın araştırmaları (Bilgi Metafiziğinin Özellikleri  [Grundzuge einer Metaphysik der Erkenntnis] 1921, ve Etik  [Ethik] 1926) ''okul''un sorunsalında temel bir istikamet değişimine ilerler. Fenomonolojik araştırma ve nesne kuramı tarafından yeni harekete geçirilmiş ve yönlendirilmiş, ve de Antik Çağdan beri bilimsel felsefe geleneği belirlemiş, ontolojik sorunun kavranışı Hartmann'ı sadece epistemolojik sorgulamayı değil, genel olarak felsefi sorgulamayı idealist-eleştirel ufkun darlığından çevirerek çıkarmaya götürdü. Böylece felsefei disiplinlerin geleneksel duruşuna ve onların egemen soru perspektiflerine tutunur. ''Marburg Okulu''nun bu sistematik yeniden düzenlenişinin neticesi olarak, evrensel ve özel ontolojinin tarihinin yeni bir kavranılışı gelişti. Kantçı felsefenin ontolojik evveliyatı üzerine araştırmalarıyla Heinz Heimsoeth (1912'de Marburg'da Habilitation, 1923 Sonbaharından beri Königsberg'te Ordinaryüss Profesör) metafiziğin gelişimi bilgisinde esaslı bir ilerleme kaydetti.
''Okul''un dışında Julius Bergmann, 1874-93'e Ordinaryüs Profesör olarak etkili ve bağımsız bir tedris geliştirdi. 1 Ekim 1893'te emekli oldu ve ders verme zorunluluğundan kazandığı aylıklardan vazgeçmekle birlikte 1904'teki ölümüne dek öğretim görevlisi olarak tüm haklarını elinde bulundurdu. Bergmann, Lotze ve  Trendelenburg'un bir öğrencisiydi. Metafiziğin mantığı alanındaki eserleri, Genel Mantık [Allgemeine Logik] 1879; Varlık ve Bilme [Sein und Erkennen] 1880; Mantığın Temel Problemleri [Die Grundprobleme der Logik] 1882; Felsefenin Esas Meseleleri Üzerine Soruşturmalar [Untersuchungen uber Hauptpunkte der Philosophie] 1900) silik olduğu kadar güçlü de bir iz bıraktı. [311] Bergmann geçen yüzyılın son on yılındaki öncü uzmanlık dergisi olan Aylık Felsefi Dergi'yi (Philosophischen Monatshefte) 1868'de kurdu, bu dergi 1894'te Felsefe Tarihi Arşivi'yle (Archiv fur Geschichte der Philosophie) birleşti.

1908'de Felsefe'de Ekstraordinaryüs olanlar: P. Menzer (1906'dan beri Marburg'ta, 1908'de Halle'e Ordinaryüs olarak çağrıldı); H. Schwarz (1908-10, Greifswald'de Ordinaryüs olduktan sonra), G. Misch (1911-17, Göttingen'de Ordinaryüs olduktan sonra), M. Wundt (1918-20, Jena'da Ordinaryüs olduktan sonra), Nicolai Hartmann (1920-22).

Çev. Selim Karlıtekin


[1] Heidegger, Martin, "Zur Geschichte des philosophischen Lehrstuhles seit 1866", Kant und das Problem der Metaphysik, GA. Bd. 3. içinde, Frankfurt am Main: Vittorio Kolstermann, s.304-311. Bu metin ilk kez Die Philipps-Universitat zu Marburg 1527-1927 (Marburg: N. G. Elwert'sche Verlagsbuchhandlung [G. Braun, 1927], s. 681-687'de yayınlandı. İngilizcesi Kant and the Problem of Metaphysics [5th edition, trans. by Richard Taft, Indiana UP] içinde, ek VI (213-7).



No comments:

Post a Comment