Heidegger akranlarına dair inanılmaz ketum, Cassirer ve Husserl dışında çoğu zaman kimseye referansta bulunmaz. Bu metin Heidegger'in bu sessizliği içerisinde bir yandan da ne kadar çakal, ne kadar dikkatli bir okur olduğunu gösteriyor. Aşağıda Marburg okulunun tarihi var, tarihi bir vesika. Parantez içinde almanca sayfa numarası belirtilmiştir. İnanılmaz bir çeviri değil.
adam indie beyler!
1866'dan Bu Güne
Felsefe Kürsüsünün Tarihi [1]
Martin Heidegger
[304] Bu raporun ele aldığı zaman dilimi, felsefe
tarihinde çoktan ''Marburg Okulu'' olarak sabit ve şüphe götürmeyen
yerini almış Marburg Üniversitesinde felsefi araştırmanın kuruluşu, güçlenişi,
gelişimi ve yeniden düzenlenmesiyle örtüşür.
19.yy'un ortasından
itibaren Hegelci okulun çöküşü felsefenin düşüşüne yol açtı. Yükselen çağdaş
pozitif bilimlerin (tarih ve doğa bilimleri) çevresinde felsefe, itibarını
büsbütün yitirmişti. İyi olduğu yerlerde, felsefenin has özüne dair bir
bilgisizlik ve sapkınlığın ortasında meydana geldi. Egemen bilimsel bilincin
huzurunda, kendini doğa bilimleriyle, kendisine karşı koyarak, doğa bilimsel
''felsefe'' (psikoloji), yani, felsefi tarih olarak uyarlayarak geçerlilik
elde edebildi.
Bilimsel felsefenin canlandıran yenilenmesi, mütereddid de olsa,
1860'lardan itibaren kökensel felsefi sorunsalın kavranılışını geri kazanmaya
girişti. Nesneye ilgi, muamele tarzı ve felsefenin sistematik birliği
belirleyici bir hareket kazandı ve Marburg Üniversitesi'nde gerçekleştirilmiş
olan arşatırmaya doğru temel ilerlemeler kaydetti. Bu araştırma öncelikle
felsefenin bilimsel özünü, Kant'ın ''eleştirel'' eserlerinin yeni bir özgüleyimi vasıtasıyla bir kez
daha güvenceye almak istedi. 1860'lar boyunca, Eduard Zeller (Marburg'da Felsefe Profesörü,
1849-62), Otto Liebmann, Herrn. Helmholtz and Friedrich Albert Lange (Marburg'da Felsefe Ordinaryusu, 1873-75) eserleri yoluyla çağrı
gür bir şekilde yapıldı: Kant'a dönüş! [zurück zu Kant!] [305] İlk kez Hermann Cohen, Kant'ın Tecrübe Kuramı (Kants Theorie der Erfahrung, 1871) eserinde, Kant'ın,
halihazırda başlamış olan, bilimsel olarak belirleyici zeminde yeniden
benimsenişini koydu ve bunu yaparak, müteakip ''Yeni-Kantçılık''ın çeşitliliğine
hem olumlu hem de olumsuz yolda etkiledi. Aynı vakitlerde, Kant teceddüdünden
başka eğilimlerin ileri sürüldüğü iki eser yayınlandı: Dilthey'ın Schleiermacher'in Yaşamı I (Leben
Schleiermachers I, 1870) ve Franz Brentano'nun Ampirik Bakış Açısından Psikoloji
I (Psychologie vom empirischen Standpunkt I, 1874).
Bununla beraber, bu eserler, Dilthey'ın Dasein'ın tarihselliği sorunu
bakımından yönelmiş Yaşam Felsefesi'nin [Lebensphilosophie] başlangıç noktası
oldu ve Husserl'in eserinde
temellendirilmiş fenomenolojik araştırmanın gelişimine itici güç sağladı. Bugün sistematik
olarak kaynaştırılan her iki örnekte gidişat Yeni-Kantçılığın üstesinden
gelinişi [Überwindung] için hazırlanmıştı, o kadar ki ''Marburg Okulu''nun güçlenmesine
ve yeniden örgütlenmesine cesaret verdiler.
Lange başlıca felsefi eseri Materyalizmin Tarihi'nde (Geschichte des
Materialismus, 1865) Kant'ın eleştirel idealizmine temel bir felsefi anlam
yükledi. Öyle ki Kant'ın eleştirel idealizminde, ''düzenleyici en basit dünya görüşü'' olarak
Materyalizm alt edilmeliydi. Lange, Cohen'in kendisi için zahmetli bir şekilde için geliştirdiği Kant
kavrayışına dayanan eserinin önemini doğrudan biliyordu ve kendi Kant yorumuna
yenilenmiş bir incelemeyi koymada tereddüd etmedi. Lange, Cohen'in Marburg'da
Habilitation'unu (1873 Kasımı) ayarladı. Ertesi yıl, Weißenborns'un ölümüyle Cohen ordinaryusluk için tek adaydı. Aslında
bu atamayı alamadı ama 1875 Paskalya'sında Ekstraordinaryüs Profesör tayin
edildi ve Lange'nin ölümüyle (1875 Kasımı) 1912'te dek oturacağı Profesörlüğü
aldı. Emeritus olarak tayin edilişinden sonra faal yazı yazmasının yanısıra
Yahudi Teolojik Akademisi'nde ölene kadar (1918 Nisanı) konferans ve dersler
verdiği Berlin'e taşındı.
[306] Cohen, Kantçı aşkınsal tamalgının kökensel sentetik birliği
sorunsalının merkezini aradı. Genel olarak gerçekliğin kuruluşu sorununun, saf
düşüncenin tutarlı icrasındaki matematik-fiziksel bilginin nesnelerinin
nesnelliğinin kökenine dair soruda içerildiğini söyledi. Bu şekilde anlaşılan doğanın
bilimsel bilgisinin aşkınsal-mantıksal temellendirmesi vazifesiyle felsefe,
kesin bilimler için temel itibariyle ulaşılamaz olan sorunların kökensel bir
karmaşıklığını muhafaza etmelidir. Bir tarafta kuramsal bilgi ve diğer tarafta
öznenin ahlaki-pratik ve sanatsal-oluşturucu tutumu arasındaki sınır, buna
bağlı olarak Kant'ın geniş kapsamlı bir yorumu için sıkıştırır. Cohen, Kant'ın Etiği Temellendirişi (Kants Begrundung
der Ethik, 1877) ve Kant'ın Estetiği Temellendirişi (Kants Begrundung der Asthetik, 1889) eserlerinde bunu yapar.
''Nesne dünyası''nın üçlü, aşkınsal temel verilişinde, tüm aşkınsal temellendirmenin
kendisinin sistematik birliği sorusu vakidir. Cohen, Sonsuz Küçük Metodunun İlkesi ve
Tarihi (Das Prinzip der Infinitesimalmethode und seine
Geschichte, 1883) eserinde sistem fikrinin ilk, ve sonraki eserleri için
belirleyici tartışmasını geliştirdi. Altbaşlıkta bu eser ''Bilgi Eleştirisi
İçin Temelin Atılmasına Dair Bir Bölüm'' olarak tasvir edilir. ''Aklın
Eleştirisi''nden ''Bilgi Eleştirisi''ne gerçekleşen ifade değişimi Cohen'in, sonradan kendi sistem kurma
girişimlerine egemen olan, temel görüşlerinden birini açıklar: bilgi bilimdir,
ya da daha açık söylersek, matematiksel doğal bilimdir. Buna göre eleştirel
İdealizm, her şeyden önce ''bilim olgu''sunu [Tatsache] aşkınsal temellemenin nesnesi olarak alarak ''bilimsel'' olur.
''Felsefi sorular için sadece bilimde şeyler verilidir ve kavranabilir şekilde
eldedirler'' ''Bilen bilinç... sadece bilimsel bilgi olgusunda [Tatsache] felsefi bir araştırmanın
ilişkilenebileceği gerçekliğe sahiptir''. [307] Aşkınsal felsefenin bilimsel olguyla [Faktum] bu dar bağlanımının
sonucu olarak, bilimsel olarak bilinen etik ve estetik nesneler bir sorun oldu. Doğrusu Cohen, hukuk
bilimini sözümona etik bilimi olarak koyutlamıştı, estetikte ise doğrudan sanat
eserlerine yönelmişti, sistem fikrinin dayattığı üzere eserlerin bilimine yönelmemişti. Mantık, etik ve
estetiğin temel kavramlarının sistematiği öyle bir şekilde yönlendirildi ki,
Cohen'in üç parçalı sisteminde çözümlendi (Saf Bilginin Mantığı [Logik der reinen Erkenntnis], 1902; Saf İstençlerin Etiği [Ethik des reinen Wollens], 1904; Saf Duyguların Estetiği [Asthetik des reinen Gefühls] 1912). Felsefi
olarak din sorununu etikte eritmiş olsa da, Felsefe Sisteminde
Din Kavramı (Der Begriff der Religion im
System der Philosophie, 1915) metninde din fenomeninin benzersiz anlamını
belirlemeye çalıştı.
Cohen, Kant yorumu hariç felsefe
tarihinde hiçbir büyük eser yayınlamamış olsa da sistematik eserinin başından
itibaren, Pre-Sokratikler, Plato ve Nicholas Cusanus, Descartes ve Leibniz'le sürekli alakadan beslendi ve onları kılavuz bildi. Cohen'in
uzun zaman arkadaşı olmuş, meslektaşı Paul Natorp antik ve modern felsefenin, sorunların sistematik idraki
vasıtasıyla, daha somut, eksiksiz ve kavrayışlı bir tetkikini arzetti. Natorp
1881 sonbaharında Marburg'da kadrı aldı, 1885'te üniversitede ders vermeye
başladı, 1893'te Bergmann'ın (aşağıya bkz.) halefi olarak Ordinaryus Felsefe
Profesörü oldu. 1992'de Emeritus oldu. Konferans ve dersleriyle faal olmakla
beraber, 70. doğrumgününde kısa bir süre sonra 1924 Ağustos'unda öldü.
Natorp'un felsefi eseri başlangıçta Cohen'inkiyle aynı tinde, titizlikle vuku
bulduğundann, sonradan sistemin asli boşluklarını ve tek-yönlü taraflarını daha açık bir şekilde görebildi ve [eserini] daha kökensel olarak
temellendirilmiş, bağımsız bir gelişim seviyesine getirdi. Natorp'un en erken arşatırmaları antik
felsefenin, [felsefi] sorunlar tarihi üzerinden gevşetilmesiyle alakalıdır. [308] Antik Çağda Bilgi Sorunlarının
Tarihi Üzerine Araştırmalar'ın (Forschungen zur
Geschichte des Erkenntnisproblems im Altertum, 1884) bilime büyük tesiri
dokundu. Plato'nun İdealar Öğretisi: İdealizme Bir Giriş (Platos Ideenlehre. Eine Einfuhrung in den Idealismus, 1903) sert
muhalefetle karşılaştı. Şahsi yorumların savunulabilirliğine aldırmaksızın,
felsefe tarihinin, kendi eserinin hermenötik bir önvarsayımı olarak sistematik
kavrayıştan vazgeçemeyeceğini aydınlatma vazifesini icra etti. Natorp çok az dikkate alınmış makalesi Aristocu Metafiziğin Konusu ve Mizacı Üzerine'de (Über Thema und Disposition der aristotelischen Metaphysik, Philos. Monatshefte, vol. XXIV, 1888) ilk
defa günümüzde daha erişilir olan sonuç ve sorunları önceler.
Mantıksal,
etik ve estetik tutumun aşkınsal temel-atılması ''tepe noktası''nı öznede
bulur. Bu suretle, temel-atmanın kendisi ilk kez, empirik-olmayan Aşkınsal bir
Psikoloji anlamında bilincin tematik ele alınışı üzerinden meydana gelir.
Natorp bu istikametteki ilk deneylerini Eleştirel Metoda
Doğru Psikolojiye Başlangıç'ında (Einleitung in
die Psychologie nach kritischer Methode, 1888) haber verdi. Bunu takip eden yirmi yıl boyunca, daha canlı,
iyi biçimlendirilmiş psikoloji kavrayışıyla (Dilthey ve Husserl) olan tartışmasında, psikoloji bunun önemini ancak bugün
kavrayabilir, Natorp sorunun radikal bir formülasyonuna doğru ilerledi. Yeni
konum Başlangıç'ın 1912'de Eleştirel Metoda Doğru Genel Psikoloji I (Allgemeine Psychologie nach kritischer Methode I) adıyla
değiştirilmesiyle görünür hale geldi. Tüm felsefe yapıtlarında olduğu gibi bu
eserinde Natorp felsefenin sistematik birliğinin sistematik açınsamasını artan bir şekilde
amaçladı. Aşkınsal felsefi disiplinlerin yüzeysel ve olup-bitenden-sonra
özetlenişinin üstesinden gelmek için -ki Cohen için bunlar daimi surette sabit
kalmışlardır- Cohen şunu zorlamıştır: mümkün tüm Tin tavırlarının düzleştirmesinden
kopup, bu tavır tarzlarının bilimlerine varmak.
[309] Bilimlerin metod bakımında önceliklerinin elenmesiyle,
kuramsal davranış ''gayri-kuramsal''ın, yani ahlaki, sanatsal ve dini,
''yanında'' sürüklenir. Mantık fikri, bilimlerin temelini atma hapsinden, yani
''kuram oluşturmak''tan özgürleştilerek, ''pratik'' ve ''poetik''le birlike
kategorilerin evrensel öğretisi olarak ön-sınıflandırılmaya tabi tutuldu.
Tinsel yaşamın bireysel alanlarının kökenselliğine dair felsefi soruların daha
özgür koyuluşu böylece tinsel tarihin daha açık bir yorumunu hazırlayarak
meydana getirdi. Aynı zamanda ''öznel'' ve ''nesnel'' tinin fenomonolojik
kategorik bir çözümlemesinin temel anlamının olumlu bir değerlendirmesini
imkanlı kıldı. Natorp'un öldüğünde yayına hazırladığı ve vefatından sonra
basılan (1925) eseri Pratik Felsefe Dersleri (Vorlesungen uber praktische Philosophie) düşüncesindeki yeni ve kapsamlı
bir şekilde sistematik eğilimlere somut bir bakış sunuyor.
1900'de
kurulan Felsefi Seminer'den kıymetli araştırmalar dizisi hasıl oldu. 1906'dan
beri bunlar Cohen ve Natorp'un editörü olduğu Felsefi Çalışmalar'da (Philosophische Arbeiten) biraraya getiriliyorlar.
"Marburg School" okulunun
devamı ve yeniden şekillendirilmesi bugün Ernst Cassirer (Hamburg'da Ordinaryus
Profesör) ve Nicolai Hartmann'ın (1909'da Marburg'da Habilitation, 1920'de Ekstraordinaryus Profesör, Natorp'un halefi olarak
1922'de Ordinaryüs Profesör, 1925 Sonbaharından beri Köln'de) eserlerinde
görülebilir. A. Garland (Hamburg'da Profesör) ve
W. Kinkel ( Gießen'de Profesör) büyük
oranda Cohen'in çizgisinde gittiler, Cassirer ise Yeni-Kantçı sorgulama
temelinde evrensel bir ''Kültür Felsefesi'' tertiplemeye uğraştı. Sembolik Formlar Felsefesi (1. bölüm Dil, 1923; 2. bölüm Mitik Düşünme, 1925) tinin davranış ve
şekillendirmesini, sistematik bir yorumun ''ifade''si fikrinden yola çıkarak
tertip etmeye girişti. [310] Cassirer, Natorp'un çabalarına hususi bir şekilde yaklaşır, bu sistemin evrensel
kategorielere ait temellendirmesine -tinin bireysel ''semboller''inin somu
yorumunda değil- önem arz eder.
Hartmann'ın araştırmaları (Bilgi Metafiziğinin Özellikleri [Grundzuge einer
Metaphysik der Erkenntnis] 1921, ve Etik [Ethik] 1926) ''okul''un sorunsalında temel bir istikamet değişimine
ilerler. Fenomonolojik araştırma ve nesne kuramı tarafından yeni
harekete geçirilmiş ve yönlendirilmiş, ve de Antik Çağdan beri bilimsel felsefe
geleneği belirlemiş, ontolojik sorunun kavranışı Hartmann'ı sadece epistemolojik sorgulamayı değil, genel olarak felsefi
sorgulamayı idealist-eleştirel ufkun darlığından çevirerek çıkarmaya götürdü.
Böylece felsefei disiplinlerin geleneksel duruşuna ve onların egemen soru
perspektiflerine tutunur. ''Marburg Okulu''nun bu sistematik yeniden
düzenlenişinin neticesi olarak, evrensel ve özel ontolojinin tarihinin yeni bir
kavranılışı gelişti. Kantçı felsefenin ontolojik evveliyatı üzerine
araştırmalarıyla Heinz Heimsoeth (1912'de Marburg'da Habilitation, 1923 Sonbaharından beri
Königsberg'te Ordinaryüss Profesör) metafiziğin gelişimi bilgisinde esaslı bir
ilerleme kaydetti.
''Okul''un
dışında Julius Bergmann, 1874-93'e
Ordinaryüs Profesör olarak etkili ve bağımsız bir tedris geliştirdi. 1 Ekim
1893'te emekli oldu ve ders verme zorunluluğundan kazandığı aylıklardan
vazgeçmekle birlikte 1904'teki ölümüne dek öğretim görevlisi olarak tüm
haklarını elinde bulundurdu. Bergmann, Lotze ve Trendelenburg'un bir öğrencisiydi. Metafiziğin
mantığı alanındaki eserleri, Genel Mantık [Allgemeine Logik] 1879; Varlık ve Bilme [Sein und Erkennen] 1880; Mantığın Temel Problemleri [Die Grundprobleme der Logik] 1882; Felsefenin Esas Meseleleri Üzerine Soruşturmalar [Untersuchungen uber Hauptpunkte der Philosophie] 1900) silik olduğu kadar güçlü de
bir iz bıraktı. [311] Bergmann geçen
yüzyılın son on yılındaki öncü uzmanlık dergisi olan Aylık Felsefi Dergi'yi (Philosophischen
Monatshefte) 1868'de kurdu, bu dergi 1894'te Felsefe Tarihi
Arşivi'yle (Archiv fur Geschichte der Philosophie) birleşti.
1908'de
Felsefe'de Ekstraordinaryüs olanlar: P. Menzer (1906'dan beri Marburg'ta,
1908'de Halle'e Ordinaryüs olarak çağrıldı); H. Schwarz (1908-10, Greifswald'de
Ordinaryüs olduktan sonra), G. Misch (1911-17, Göttingen'de Ordinaryüs olduktan
sonra), M. Wundt (1918-20, Jena'da Ordinaryüs olduktan sonra), Nicolai Hartmann
(1920-22).
Çev. Selim Karlıtekin
[1] Heidegger, Martin, "Zur Geschichte des philosophischen
Lehrstuhles seit 1866", Kant und das Problem der Metaphysik, GA.
Bd. 3. içinde, Frankfurt am Main: Vittorio Kolstermann, s.304-311. Bu metin ilk
kez Die Philipps-Universitat zu Marburg 1527-1927 (Marburg: N. G.
Elwert'sche Verlagsbuchhandlung [G. Braun, 1927], s. 681-687'de
yayınlandı. İngilizcesi Kant and the
Problem of Metaphysics [5th edition, trans. by Richard Taft,
Indiana UP] içinde, ek VI (213-7).
No comments:
Post a Comment